Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar Ders Notları başlamadan önce bir kaç hatırlatma yapmak istiyorum elimden geldiğince önemli yerin özetini çıkartım ama yinede siz 1 saatinizi ayırıp özet içinde uyaracağım yerleri kitaptan okuyun arkadaşlar lafı fazla uzatmadan Kamu Yönetiminde Çağdaş Yaklaşımlar Ders Notları başlayalım ;
Yeni Kamu Yönetimi
Klasik Kamu Yönetimi ;
- Bürokrasi modeline göre örgütlenmiştir.
- Kamusal mal ve hizmetlerin üretiminde ve dağıtımında bürokrasi vasıtasıyla doğrudan görev almalıdır.
- Siyasi ve idari konuları birbirinden ayırabilmelidir.
- Yönetimin özel biçimidir. Özel sektörden farklıdır. Bundan dolayı, profesyonel bir bürokrasi ve çalışanların hayat boyu istihdamına göre düzenlenmesi gerekmektedir.
Yeni Kamu Yönetimi’ni Oluşturan Teoriler
Modern liberalizmin kamu yönetiminin şekillenmesinde etkin rol oynamasına katkı sağlayan en önemli özelliği; önceleri piyasa mekanizmasının iyileştirilmesi amacıyla ortaya konulan ancak daha sonra piyasada görülen başarı üzerine, bu çözümlerin kamu yönetiminde de etkili olacağı düşüncesine yol açan kamu tercihi, sorumluluk, işlem maliyeti ve yönetim ideolojisi gibi teorileri içermesidir.
Kamu Tercih Teorisi
Teorinin mimarı kabul edilen James Buchanan, 1957 yılında arkadaşları ile birlikte kurduğu Virginia Üniversitesi Politik İktisat Araştırma Merkezinde teori ile ilgili ilk kuramsal çalışmaları yapmıştır. Bu merkez kamu tercihi teorisinin temellerinin oluşmasında ve olgunlaşmasında önemli rol oynamıştır. Daha sonra kurulan Kamu Tercihi Araştırma Merkezi ise bu gelişmeleri hayli hızlandırmıştır. Buchanan, teoriyi kuramlaştırırken Simon’un 1940’larda geliştirmeye başladığı rasyonel karar verme yöntemlerinden oldukça fazla etkilenmiştir.
Biraz daha eskiye gidilirse kamu tercihi teorisinin kurucuları olarak, ABD’de James Madison ve Alexis de Tocqueville’i gösterilebilir. O dönemde, farklı kamu malları üretimine uygun kamusal düzenlemelere gidilmesini ve rekabet yaratacak etkinliğin sağlanmasını öngörmeleri ve yönetimde kalitenin artırılmasının ve yönetimin hacim olarak azaltılmasının gereğini ortaya koymaları teorinin öncüleri olmalarını sağlamıştır.
Sorumluluk Teorisi
1960’lı yıllarda ve 1970’lerin başında hızla genişleyen kamu sektörü, sadece ekonomik büyümeye değil aynı zamanda sosyal ve politik durgunluğa da neden olmuştur. Bu süreçte gündeme gelen sorumluluk teorisi, insanın akılcıl bir yaratık olduğu ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği öngörüsü ile ortaya çıkmıştır.
Sorumluluk teorisi genel olarak sorumluluğu üstlenen, yani işi yapmaya talip olanla sorumluluğu veren yani işi bir bedel karşılığında yaptıran kişi arasındaki ilişkiyi tanımlamaktadır. Her iki taraf da kendi çıkarının peşinde koşmaktadır.
İşlem Maliyet Teorisi
Teori örgütleri anlamak ve örgüt davranışlarının özelliklerini incelemek amacıyla geliştirilmiştir. Bundan dolayı iktisat ile yönetim teorisinin birleştiği ortak alan olarak değerlendirilmektedir.
Yönetim İdeolojisi Teorisi
Yönetim ideolojisi teorisi (managerialism) işletme yönetimi tekniklerinin kamu kesimi yönetimine ithali olarak tanımlanmaktadır.
Yeni Kamu Yönetimi’nin Özellikleri
YKY’nin özellikleri daha ayrıntılı ele alınacak olursa şu unsurlarla karşı karşıya kalınmaktadır;
- Profesyonel yönetimi oluşturmak
- Standartların belirginleştirmek ve performansı ölçmek
- Çıktı kontrolüne önem vermek
- Ayrışmaya vurgu yapmak
- Müşteri odaklılık
- Rekabete vurgu yapmak
- Özel sektör yöntemlerine vurgu yapmak
- Merkezileşme
- Ademimerkezileşme
Yeni Kamu Yönetimi’nin İlkeleri
Klasik kamu yönetimi; “mevcut kaynaklarla nasıl daha fazla ve daha iyi hizmetler sunulabilir?’’ sorusuna “verimlilik az para harcayarak nasıl hizmetin kalite ve miktar düzeyi korunabilir?’’ sorusuna da ekonomiklik cevabını vermiştir. Son dönemde gündeme gelen YKY düşüncesi ise buna üçüncü bir soru olarak “kamu hizmetlerin de sosyal eşitlik sağlanabilir mi?’’ sorusunu eklemiştir.
Yeni Kamu Yönetimi İlkeleri;
- Küçülmek: Bu ilke gereği yönetimin hacimce faaliyet alanının azaltılması öngörülmektedir.
- Yönetim ideolojisi teorisini (managerialism) kamu yönetimine uyarlamak: Teori genel olarak özel sektör uygulamalarının kamu yönetimine uyarlanmasını öngörmekte, bu amaçla performans ölçümlerine dönük sistemler kurmakta ve çeşitli göstergeler kullanmaktadır.
- Girişimci yönetimler mantığını kamu yönetimine aktarmak: Bu tür yönetimler sayesinde hizmet sağlayıcılar arasında rekabet teşvik edilmektedir.
- Yerelleşmek: Bu şekilde karar alma süreçleri hizmeti kullananlara yakmlaştırılmakta, rekabet artırılmakta ve yenileştirme gündeme gelmektedir.
- Bürokrasiyi azaltmak: Bunun için hiyerarşi ve katılma süreçlerinden çok sonuçlara vurgu yapılmaktadır.
- Özelleştirmek: Bazı durumlarda ve gerekli şartlar oluştuğunda yönetimler, mal ve hizmet sunumunu dışarıdan özel sektör firmalarına yaptırabilmektedirler.
Yeni Kamu Yönetimi’ni Uygulayan Ülkeler ( Önemli Dikkat Edin )
Hareket öncelikle İngiltere’de başlamış, daha sonra ABD’de yaygınlık kazanmış, oradan da Avustralya ve Yeni Zelanda’ya taşınmıştır. Ardından İskandinavya ülkelerinde ve Kıta Avrupa’sında yaygınlaşmıştır.
Avustralya
Avustralya’da kamu yönetiminin yeniden yapılanmasında uygulanacak reformlar için şu temel ilkeler belirlenmiştir:
- Toplum ve yönetim taleplerine uygun yönetim standartları geliştirmek ve açık ve belirgin amaçları olan personel ile çalışmak,
- Bu amaçlarla bireylerin ve çalışma gruplarının performansları arasında ilişki kurmak ve performanslarını değerlendirmek,
- İşlerini etkin görebilmeleri için personele uygun araçları sağlamak,
- Geçerli ve dönemin koşullarına uygun eğitim imkânı sunarak çalışanlara kendilerini geliştirme fırsatları sağlamak,
- Bireysel performansı düzenli izlemek,
- İyi performansa ödül vermek ve düşük performansla özel ilgilenerek artması için çaba harcamak.
Fransa
YKY uygulamaları açısından ihtiyatlı ve kısmen de başarısız örnek olarak nitelendirilmektedir. Çünkü 1995-1997 yılları arasında yönetimde değişiklik yapma kararlığı ile iktidara gelen hükümet, bu konuda başarılı olamamıştır.
İngiltere
Dünya ülkeleri ilk olarak kendi klasik kamu yönetimlerinin özel sektör kadar başarılı olamadığı gerçeği ile çok çarpıcı bir şekil de İngiltere’de 1968’de yayımlanan Fulton Raporu ile tanışmışlardır.Her ne kadar ülkede 1854 yılında patronaj sistemine karşı merit sistemini savunan Northocote-Trevelyon Raporu yayımlanmış olsa da bu rapor dönemin koşullarına göre çok fazla dikkat çekmemişti. 1961 yılında oluşturulan Plowden Komitesi özel sektör tekniklerinin uygulanmasına dönük ilginç öneriler getirmiştir.
*****Önemli****
İngiltere’de YKY düşüncesinin uygulamaya aktarıldığı en önemli adım 1988 yılında atılmıştır. Hareket, dönemin Başbakan danışmanı Sir Robin Ibbs tarafından hazırlanan “Kamu Yönetiminin Geliştirilmesi: Gelecek Adımlar” isimli raporun yayınlanmasıyla başlamıştır. Raporda yeniden yapılanmanın en önemli özelliğinin, politika geliştirme dışında kalan yürütme görevlerinin ayrı ve küçük birimler aracılığıyla görülmesinin sağlanması olduğu belirtilmektedir. Raporda ayrıca hizmet sunumu üzerinde yoğunlaşılmakta ve hizmetten yararlananların ihtiyaçları öne çıkarılmaktadır.
Amerika Birleşik Devletler
ABD’de yeniden yapılanmayı öneren son dönemin en önemli çalışmalarından Al Gore Raporu, federal yönetimin nitelikli personelle doldurulması gerektiğini belirtmiştir.
Önemli Notlar
- Paradigma ; Dünyayı algılamak ve anlamak için gerekli olan zihinsel düşünce tarzı en açık şekilde nitelendirmektedir.
- Hızlı Değişim Süreci ; Klasik kamu yönetimi anlayışının güven kaybına uğramasına yol açan en önemli gelişmedir.
- Devletin sosyo ekonomik fonksiyonlarının küçültülmesi ile yoksullukların azaltılması bu politikayla mümkün olacaktır.
- Public Management ; Kamu İşletme Yönetimi dir.
- Kamu Tercih Teorisinin kurucusu Buchanan dır.
- Sorumluluk Teorisi ; Yeni kamu yönetimi düşüncesinde vekalet verenle alan arasındaki ilişkiyi ortaya koyan teoridir.
- İşlem Maliyet Teorisi ; Örgütsel Ekonomiye daha fazla ağırlık verir.
Afet Yönetmi Ünite 2
Kriz Ve Özellikleri
Kriz ; Birden bire meydana gelen kötüye gidiş, gelişme, buhran, tehlikeli an; büyük sıkıntıdır.
Krizin ilk aşaması, krizle ilgili ilk belirtilerin ortaya çıktığı oluşum aşamasıdır. Bu aşamaya “Potansiyel kriz aşaması”, “Gizli kriz” de denilmektedir. Bu aşamada mevcut riskler fark edilemez, gerekli önlemler alınmaz, risk azaltımı ile ortadan kaldırılamazsa krizin gelişim süreci de başlar. Bu noktada örgüt, iletişim sistemlerindeki sorunlardan dolayı dış çevresini izleme hassasiyetini kaybetmiş ve buna paralel olarak uyum ve koordinasyon güçlükleri yaşamakta olabilir.Krizin gelişme aşamasında örgütün performansında bozulma belirtileri görülmeye başlar, örgütte karmaşa ortamı doğar.
Kriz Yönetimi
Kriz yönetimi: Örgütün temel süreç ve hizmetlerine, üretim sürecine, iş gören ve yöneticilerine, dış çevresini önemli biçimde tehlikeye sokacak krizler konusunda gerçekleştirilecek bir dizi değerlendirme ve denetim faaliyetidir.
Kriz yönetimi sürecinin ilk aşaması krizin belirtilerinin saptanmasıdır. Kriz Yönetim Merkezi kriz sürecini yönlendiren temel birimdir. Krizi denetim altına almak, sürecin üçüncü aşamasıdır. Dördüncü aşama, krizin olumsuz yanlarının giderilerek, örgütün tekrar eski hâline dönmesine yönelik uygulanan iyileştirme faaliyetlerini kapsar.
Kriz Yönetim Aşamaları ;
- Belirtilerin Saplanması
- Krize hazırlık ve korunma
- Krizi Denetim altına alma
- Krizin olumsuz yönlerini gidermek
- Bilgi ve tecrübe edinmek
Afet ve İlişkili Kavramlar
Afet: Doğal kaynaklı veya insanların neden olduğu, bir toplumun normal işleyişini etkileyen, toplumun yalnızca kendi kaynaklarını kullanarak önleme yetisinin ötesindeki, geniş boyutlu insan, materyal, çevresel kayıplara yol açarak bozan, felaket derecesindeki olaydır.
Tehlike: Farklı yerleri, farklı zamanlarda tek başına veya diğer afetlerle birlikte etkileyebilen doğa olaylarıdır.
Hasargörebilirlik: Bir kişinin veya belli bir insan topluğunun, bir doğal afetin etkileri ile baş edebilme, doğal afete karşı direnebilme ve afetin ardından normal duruma geri dönebilme kapasitesini etkileyen durumlardır.
Risk: Bir tehlikenin tahmin edilebilme derecesi sonucunda ortaya çıkması beklenen muhtemel kayıpların miktarıdır.
Riskleri ortaya çıkaran faktörlerin çeşitli olması nedeniyle risk azaltımı faaliyetleri de ekonomik, sosyal ve teknik yönleriyle çok yönlüdür. Risk azaltımının teknik boyutu;
- Fiziksel planlama
- Nüfus yoğunluğunun azaltılması gibi çözümleri kapsar
Sosyal boyutu;
- Toplumun afetler ve bunlardan korunma konusunda bilinçlendirilmesi,
- Güvenlik kültürünün yaygınlaştırılması,
- Sosyal yapının bütün olarak afetlere hazır hale getirilmesi amacıyla sivil toplum örgütleri gibi çeşitli aktörlerin bu sürece katılmasını ve risk azaltımının kalkınma planları içine dahil edilmesini ifade eder.
Alt Kısmı Direk Kitaptan Kopyaladım Arkadaşlar Aşırı Derecede Önemli
Risk azaltımı kapsamında ele alınan başlıca konular; tehlikeli alanların tespit edilmesi, haritalanması, bu bölgelere kamu hizmetlerinin götürülmesinin sınırlanması, yerleşimi sınırlandıracak önlemler alınması; sınırlandırılan bu bölgelerin farklı amaçlarla değerlendirilmesi (Rekreasyon vb.); fiziksel planlama (Okul, hastane, altyapı tesislerinin çok seçenekli olarak planlanması, risk altında olan öğelerin yoğunluğunun azaltılması ve nüfus yoğunluğunun küçük kümeler halinde dağıtılması); güçlü bir ekonomik sistemin kurulması; toplumda güvenlik kültürünün yerleştirilmesi; daha iyi mühendislik ve inşaat tekniklerinin uygulanması; afetler karşısında etkin bir yönetim sisteminin oluşturulmasıdır. Bu konular çerçevesinde risk azaltımı faaliyetinin hedefleri, tehlikenin doğası, hasar görebilirlik ve mevcut kapasite konusunda yöneticilerin ve halkın bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi; hasar görebilirlik durumunun analiz edilmesi ve buna yol açan faktörlerin belirlenmesi; bölgeyi hasargörebilir hâle getiren kökleşmiş nedenleri, baskı unsurlarını ve güvensiz koşulları ortaya koymak; risk azaltımını, sürdürülebilirlik yaklaşımı içine entegre etmek; yaşam kalitesini artırarak riskleri azaltmak; afet sonrasında yeniden inşa sürecinde risk azaltımını esas hedef olarak belirlemek, toplumda güvenlik kültürünü yaygınlaştırmaktır.
Afet Yönetimi
Afet yönetimi: Afetlerin önlenmesi ve zararların azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması ve afet anında hızlı ve etkili kurtarma, ilk yardım, geçici barındırma ve yeniden inşa faaliyetlerinin yürütülebilmesi için toplumun tüm imkan ve kaynaklarının afet öncesi ve afet sonrasında yönlendirilmesi, rasyonel kullanımını gerektiren geniş bir kavramdır.
1. Aşama ; Afetin meydana gelmesinden önceki aşama afet öncesi olarak adlandırılmaktadır. Afet öncesi süreç afete uğraması muhtemel olan topluluğun mümkün olan ölçüde afete hazırlıklı hâle getirilmesini amaçlamaktadır.
2. Aşama ; Afet yönetiminin ikinci aşaması ise afet anı ve hemen sonrasıdır. Afetin olduğu andan itibaren ilk saatleri ve ilk birkaç günü kapsar. Bu süreçte yapılan başlıca faaliyetler şunlardır; afetin ilk döneminde yapılacak olan kurtarma ve ilkyardım çalışmaları; mümkün olan en kısa sürede çok sayıda insanın hayatını kurtarmak, yaralıların tedavisini sağlamak ve açıkta kalanların su, yiyecek, giyecek, ısınma, barınma, korunma gibi hayati ihtiyaçlarını en kısa sürede ve en uygun yöntemlerle karşılamak; yangın gibi ikincil tehlikelerin önlenmesi amacıyla elektrik, gaz, akaryakıt depolama sistemlerinde gerekli önlemleri almak; yeniden inşa aşaması için temel oluşturacak hazırlıkları yapmak (Hasar tespitlerinin yapılması, kriz merkezlerinin oluşturulması gibi).
3. Aşama ; Afet yönetiminin son aşaması afeti izleyen ilk günlerin ardından gelen uzun süreci, afet sonrasını ifade eden yeniden inşa aşamasıdır. Afetin hemen ardından acil müdahaleyi takip ederek afete uğrayan bölgenin normal hayata geri dönmesine kadar geçen süredeki çalışmaları kapsar.
Türkiye de Doğal Afetler
Ülkemizde sık yaşanan doğal afetler, deprem başta olmak üzere sel, toprak kayması, kaya düşmesi ve çığdır. Doğal afetin türüne göre bakıldığında bu hasarların %66’sı depremlerden, %15’i sellerden, %10’u toprak kaymasından, %7’si kaya düşmesinden, %2’si de meteorolojik olaylardan kaynaklanmaktadır.
Türkiye de Afet Yönetim Sistemi
Ülkemizde afet yönetimine ilişkin genel düzenlemeler, 1982 Anayasasının 119, 120, 121 ve 122. maddeleri başta olmak üzere diğer kanun ve yasal düzenlemeler le şekillenmektedir.
Sistemin örgütlenme boyutunda esas kurum Başbakanlığa bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığıdır. Bu yapının kurulması ile daha önceden afet yönetim sisteminde yer alan Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü kaldırılmış ve görevleri bu yeni kuruma devredilmiştir.
Yerel Yönetimlerde Stratejik Planlama Ünite 3
Strateji ; Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için izlenen yol anlamına gelir.
Stratejik Yönetim
Stratejik yönetim; stratejik planların hazırlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi faaliyetlerini kapsayan bir süreçtir. Stratejik planların hazırlanması yeterli değildir. Önemli olan planların uygulanması ve plandaki amaçlara ulaşma durumunun izlenmesi ve değerlendirilmesidir. Stratejik planların başarılı biçimde uygulanmasında gerekli kaynakların ve örgütsel faktörlerin bulunması oldukça önemlidir.
“Şimdi neredeyiz?’’, “Nereye gitmek istiyoruz?’’, “Oraya nasıl gidebiliriz?’’ ve “Başarımızı nasıl değerlendiririz?” biçimindeki dört temel sorunun cevabı stratejik yönetimin. kapsamını oluşturmaktadır.
Stratejik yönetim, örgütleri değişime yönlendiren ve istenen sonuçlara ulaşabilmek için bir araya getirilen felsefe, yaklaşım, düşünce, kavramlar ve teknikleri uygulama süreci olarak da değerlendirilmektedir.
Stratejik Planlama – Stratejik Yöntem Farkı
Stratejik planlama, stratejik yönetimin bel kemiğini oluşturan temel bir süreçtir. Stratejik planlama, planın hazırlanmasıyla, stratejik yönetim de uygulama ve performans değerlendirmeyle ilişkilidir. Diğer bir ifadeyle stratejik planlama, stratejik yönetim sürecinin ilk aşamasını oluşturmaktadır. Stratejik planların uygulanması ve elde edilen sonuçların değerlendirilmesiyle stratejik yönetim süreci tamamlanmaktadır. Bu bağlamda stratejik planlama en iyi stratejik kararların alınmasına, stratejik yönetim ise planların uygulanması ve hedeflenen sonuçların elde edilmesine odaklanır.
Kamu yönetiminde stratejik planlama kavramını tercih eden ülkeler arasında ABD, Ingiltere, İrlanda, İsveç, Fransa, Avustralya, Yeni Zelanda bulunmaktadır. Ülkemizde de kamu yönetiminde, stratejik yönetim yerine stratejik planlama kavramı kullanılmaktadır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu (KMYKK) ile stratejik planlama, kamu kurumları için zorunlu hâle getirilmiştir.
Büyükşehir Belediye Kanunu
10.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’yla büyükşehir belediyelerine stratejik plan hazırlama yükümlülüğü getirilmiştir. Aynı Kanun’un 18/b. maddesiyle, büyükşehir belediye başkanma da “belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi hazırlamak ve uygulamak, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini belirlemek, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak” görevi verilmiştir. Ayrıca, 21. maddeye göre, büyükşehir belediyesinde genel sekreter ve yardımcılarının, hizmetlerin yürütülmesini mevzuat hükümlerine, belediyenin amaç ve politikalarına, stratejik planına ve yıllık programlarına uygun olarak sağlama görevi bulunmaktadır.
İl Özel İdaresi Kanunu
22.2.2005 tarihinde kabul edilen 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’na göre, il özel idareleri de yerel yönetimler seçimlerinden sonra altı ay içinde stratejik plan hazırlamak zorundadırlar.
Bu Kanun’un 10/a. maddesine göre, il genel meclisinin görev ve yetkileri arasında; “stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını, il özel idaresi faaliyetlerini ve personelinin performans ölçütlerini görüşmek ve karara bağlamak” bulunmaktadır.
Kanun’un 26/a. maddesi uyarınca Encümen, “stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek” zorundadır.
Vali, “il özel idaresini stratejik plana uygun olarak yönetmek, il özel idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, il özel idaresi faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak” zorundadır.
Belediye Kanunu
Belediye Kanunu’nun 38/b. maddesinde belediye başkanmın görev ve yetkileri arasında; belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak görevleri bulunmaktadır.
Faaliyet raporu; belediye veya il özel idaresinin, geçmiş bir yıl boyunca gerçekleştirdiği faaliyetleri içeren kapsamlı bir rapordur. Bu raporlar, yerel yönetimlerin paydaşları başta olmak üzere kamuoyuna, o belediye veya il özel idaresinin performansı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır.
Yerel Yönetimler İçin Uygun Görülen Stratejik Planlama Modeli
Modelin 3 temel öğesi bulunmaktadır. Bunlar:
- Stratejik plan
- Performans planı
- Faaliyet raporudur.
Yerel Yönetimlerde Stratejik Planlama Süreci
Arkadaşlar unutmadan şunu da hatırlatayım alt da vediğim tabloyu ezberlemeye çalışın buradan soru geldiğinde genelde hazırlık aşamasında yapılan planlar nedir gibi soru geliyor aklınızda olsun.
Hazırlık Aşaması
Stratejik planlama süreci hazırlık dönemi ile başlar. Plan yapmak ve kuruluşu bu plan doğrultusunda yönetmek kuruluş yönetiminin ana işlevleri arasında olduğu için, üst yönetimin desteği ve yönlendirmesi, stratejik planlamanın vazgeçilmez koşuludur. Bu nedenle önce, il özel idaresinde vali ve belediyede belediye başkanı tarafından bir iç genelge ile çalışmaların başlatıldığı duyurulmalıdır.
Stratejik Analiz Aşaması
SWOT analizi İngilizce güçlü (streength), zayıf (weakness), fırsat (opportunity) ve tehdit (threat) kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur. Türkçede ZÜFT(zayıf, üstünlük, fırsat, tehdit) veya GZFT(güçlü, zayıf, fırsat, tehdit) analizi olarak da adlandırılmaktadır.
Dış ve iç çevre koşullarının analizini gerektiren bu süreçte kolaylığı nedeniyle en sık kullanılan yöntem SWOT analizidir.
Stratejik Plan Hazırlama Aşaması
Misyon “varoluş nedenimiz nedir?” sorusuna cevap verir. Misyon: Stratejik plan hazırlama aşamasında ilk önce il özel idaresi/belediyenin misyonunun belirlenmesi gerekmektedir. Misyon örgütün varoluş nedenidir.
MİSYON ÖRNEKLERİ ( Önemli )
Tarih, kültür, turizm ve belediyecilik anlayışı ile imrenilen bir kent oluşturmaktır (Sivas Belediyesi 2007-2011 Stratejik Planı).
Yalova halkının yerel ve ortak nitelikteki ihtiyaçlarını; en verimli ve etkili biçimde karşılayarak; ilin sürdürülebilir gelişmesi ve halkın refah düzeyinin artması için çalışmaktır (Yalova İl Özel İdaresi 2007-2011 Stratejik Planı).
Beykoz’da, huzurlu ve kaliteli yaşamı öncü kamu hizmetleri ile sağlamak ve yürütmek (Beykoz Belediyesi 2010-2014 Stratejik Planı).
Vizyon ; “nereye gitmek ya da nerede olmak istiyoruz?” sorusuna cevap verir. Vizyon misyon ile birlikte il özel idaresinin/belediyenin stratejik planı nın çatısını oluşturur. Örgütün gelecekte nerede olmak istediğini gösteren yol haritasıdır. Örgütün geniş kapsamlı amaçlarını içerir.
VİZYON ÖRNEKLERİ ( Önemli )
Uygarlıkların mirasını yaşatan, doğayı koruyan, bilgiyi esas alan yönetim anlayışıyla geleceğin İzmir’ini kuran çağdaş, güvenilir belediye olmak (İzmir Büyükşehir Belediyesi 2006-2017 Stratejik Planı).
Halkımızın yaşam alanlarını ve standartlarını çağdaş, teknolojik ve daha modern hâle getirerek Gaziantep’i uluslararası standartlardaki şehirler arasına taşımak (Gaziantep İl Özel İdaresi 2010-2014 Stratejik Planı).
Herkesin görmek ve yaşamak istediği bir dünya kenti olmak (Antalya Büyükşehir Belediyesi 2010-2014 Stratejik Planı).
Not; Arkadaşlar yukarıda verilen misyon ve vizyon örnekleri kitaptan alınmıştır ve soru geldiğinde bu örneklerden soru geliyor unutmayın.
Temel Değerler; “çalışmalarımıza temel oluşturan ilkeler nelerdir?” sorusuna cevap verir. Örgüt kültürünün parçaları olarak tanımlanabilecek değerler örgütün tüm çalışanlarına nüfus eden inançlar ve davranışlardır. Temel değerler; örgütün kimliğini, iş yapma biçimini, çalışma felsefesini ve personel arasındaki davranış biçimini gösterir.
Temel Değerler Örnekleri ( Önemli )
Hemşeri hukukunun korunması,
Sosyal yardımlaşma ve dayanışma,
Sürdürülebilir kalkınma ve çevreye duyarlılık,
Saydamlık ve hesap verilebilirlik,
Katılımcılık ve yerinden yönetim,
Dürüstlük ve takım ruhu,
Kalite ve öngörü.
Amaçlar ; “vizyonumuza ulaşmak için neler yapmalıyız?” sorusuna cevap verir. Stratejik plan hazırlama aşamasında misyon, vizyon ve temel değerler belirlendikten sonra sıra amaç ve hedeflerin belirlenmesine gelir. Amaç ve hedef uygulamada anlamları sıkça karıştırılan iki kavramdır. Amaçlar örgütün ulaşmak istediği uzun dönemli genel sonuçlardır. Amaçlar ölçmeye dayalı olmayan, zaman sınırı belirtilmeyen genel ifadelerdir. Bu nedenle amaçlar, vizyona ulaşmadaki adımlar ya da vizyonun parçaları olarak da değerlendirilir.
AMAÇ ÖRNEKLERİ ( Önemli )
Kent ulaşımını çağdaş hâle getirmek (Mersin Büyükşehir Belediyesi 2010-2014 Stratejik Planı).
Kentsel estetik seviyeyi yükseltmek (Kayseri Büyükşehir Belediyesi 2007-2001 1 Stratejik Planı).
Ankara’nın tarihi ve kültürel mirasının bilimsel ve çağdaş yöntemlerle korunması (Ankara İl Özel İdaresi 2007-2011 Stratejik Planı).
Stratejiler ; İdarelerin/belediyelerin belirlediği amaç ve hedeflere nasıl ulaşılacağını gösteren uygulamaya dönük hareket tarzıdır. Bir başka ifadeyle “nasıl?” sorusuna cevap arama sürecidir.
Örgütsel Faktörler ;
- Örgüt Yapısı;Örgüt yapısı idarenin/belediyenin “fiziki yapısı” ve “sosyal yapısı” olmak üzere iki yapıdan oluşmaktadır. Fiziki yapı; örgütün bulunduğu yeri, yerleşim düzenini, dekorasyonunu sosyal yapı ise örgütün büyüklüğünü, iş bölümü ve uzmanlık derecesini, bölümlere ayırmayı, emir-komuta ilişkilerini, merkezîleşme derecesini kapsamaktadır.
- Sistemler;Tüm sistemler gibi örgütler de çeşitli alt sistemlerden oluşur ve kendinden büyük bir üst sistemin de alt sistemi konumundadır.
- Yönetim Biçimi;Valinin veya başkanın yönetim biçimi, hazırlanan stratejik planın idare/belediye çalışanları tarafından uygulanmasını etkileyen önemli bir faktördür.
- Personel;Bir örgütün sosyal ve entelektüel sermayesi olarak nitelendirilen personelin; stratejik planların gerek hazırlanması gerekse uygulanmasındaki etkisi ve önemi tartışılmaz bir gerçektir.
- Yetenekler;Yetenek, örgütlerin sahip oldukları kaynakları etkili biçimde koordine ederek amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak beceri ve bilgi demeti olarak tanımlanabilir.
- Örgüt Kültürü; Tüm çalışanlar tarafından kabul edilen inançlar, değerler ve düşünceler sistemidir. Örgüt faaliyetlerini biçimlendiren temel felsefe olarak da kabul edilebilir.
Stratejik Planın Denetim Aşaması
- İzleme ve Değerlendirme; Stratejik plan hazırlandıktan sonra uygulamaya geçer geçmez sürekli olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
- Raporlama; İzleme ve değerlendirme sonunda rapor hazırlanması gelinen noktayı ortaya koymak açısından önemlidir.
Kamu Performans Yönetimi
Finlandiya’daki söz konusu 6 kamu kuruluşu:
- Posta ve Telekomünikasyon Kurumu,
- Devlet Demiryolları,
- Ulusal Matbaa Kurumu,
- Ulusal Coğrafya Enstitüsü,
- Kamu Yemek Hizmeti Kurumu,
- Ulusal Veri işleme Merkezidir.
Performans ; Türk dil kurumunca belirlenene karşılığı “Başarım” dır.
Performans Yönetimi
Performans yönetimi, temel olarak kuruluşun insan kaynaklarının bireysel ve takım hâlindeki kapasitelerinin geliştirilmesi ve performanslarının artırılması sonucunda örgütsel başarıya ulaşmayı sağlayıcı yönde, stratejik ve bütünleştirilmiş bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanım ışığında performans yönetimi, şu girişimlerin daha etkili hâle getirilmesi ve geliştirilmesi sürecidir;
- Kuruluştaki bölüm, takım ve bireysel amaçların uyumu,
- Performans değerleme sistemi,
- Ödüllendirme stratejisi ve çerçevesi,
- Hizmet içi eğitim,
- Gelişme stratejisi ve planları,
- İletişim,
- Yönlendirme ve yol gösterme,
- Geri bildirim,
- Bireysel kariyer planlama.
Kamu Performans Yönetimi
Kamu Performans Yönetimini, kamu kurum ve kuruluşlarındaki kamusal kaynaklarla, kamusal mal üretimi ve kamu hizmetleri sunumu temel amacına uygun olarak, kurum ve kuruluş ölçeğinde belirlenen iş ve hizmet hedeflerine yüksek oranda ulaşmayı amaçlayan girişimlerin yönetimi olarak tanımlanabilir.
Başbakanlık Strateji Birimince hazırlanan ve herkes için daha iyi kamu hizmetini hedefleyen bu son reformla, “ Yukarıdan Aşağı Kamu Performans Yönetim Modeli’ getirilmiştir (Prime Minister’s Strateji Unit, 2006). Model, Dünya ölçeğinde bir kamu hizmeti, mükemmellik ve adil yönetimi amaçlamakta ve şu aşamaları içermektedir ;
- Sonuç odaklılık ve iddialı sonuç hedeflerin belirlenmesi,
- Ölçütlerin ve buna uygun göstergelerin belirlenmesi,
- Çok boyutlu performans değerlendirmesi,
- Doğrudan müdahalede bulunulması,
- Piyasa teşviklerinin oluşturulması,
- Hizmetleri, halkın biçimlendirmesi,
- Yeterlilik ve kapasite gelişiminin sağlanması.
İngiltere için bile reform niteliği taşıyan bu kamu performans yönetim modelinin uygulanmasına bakıldığında şu açılardan kolaylıkları ve olumlu yanları olduğu görülmüştür :
- Başarı odaklı modelin, doğrudan sonuçlara yönelik katkı sağlaması,
- Modelde, hedef ve ölçütlerin iyi belirlenmesi ve ölçümün devamlılığı,
- Modelin, bütüncül ve ilkeli olması,
- Modelin, yararına inanıldığı için hükümetlerce desteklenmesi,
- Modelin, özel sektör tekniklerini içermesi ve ödüle dayanması,
- Modelin, yönetişime uygun olması,
- Modelin, piyasa ekonomisine ve rekabet açık olması,
- Modelde, İKY’nin esnek ve dışa açık istihdam olması,
- Modelin, saydam ve hesap verilebilir olması.
Kamuda söz konusu performans artırıcı önlemler şunlar dır ;
- Kamusal kaynakların etkin kullanımı,
- Bütçe açıklarının ve kamu kökenli borçlanmanın azaltılması,
- Kamu hizmetlerinde kalitenin artırılması,
- Kamu yönetimi üzerindeki yasama ve yürütme güçlerinin sorumluluklarının artırılması,
- Karar ve uygulamalarda saydamlığın ve hesap verebilirliğin artırılması.
İnsan kaynaklarına sağlayacağı katkıları aşağıdaki gibi belirlemek mümkündür ;
- Çalışanların kendi performanslarını yönetme sorumluluğunu hissettirir;
- Performans planlarını tasarlar ve yönetirler;
- Plan doğrultusundaki ilerlemelerini izlerler;
- Sürekli iyileştirmenin işlerinin önemli bir parçası olduğunu bilirler;
- Sonuçların ve yetkinliklerin birlikte önemli olduğunu bilirler;
- Böylece, ne yapılacağına odaklandıkları kadar, nasıl yapacakları becerisi de geliştirirler;
- Performans değerlendirme görüşmelerini yöneticileriyle birlikte yönlendirirler.
Kamu Performans Yönetimi amaçlarını, ayrıntısına indiğimizde aşağıdaki gibi sıralayabiliriz ;
- Örgütsel hedefleri, açık ve tanımlanmış bireysel hedeflere dönüştürmek;
- Hedeflerin gerçekleştirilmesi için gerekli olan performans ölçütlerini belirlemek;
- Belirlenen performans ölçütlerini, çalışanlara zamanında ve adaletle uygulamak;
- Çalışanlardan beklenen performans sonuçlarıyla gerçekleşen başarıyı karşılaştırmak ve değerlendirmek;
- Yönetici ile çalışanlar arasında etkin bir iletişim ve anlayış ortamı yaratmak;
- Performansın geliştirilmesi için yönetici ve çalışanlarla ortak çaba harcamak;
- Çalışanların başarılarını tanımlamak ve ödüllendirmek;
- Örgütün ve çalışanların güçlü ve zayıf yönlerini tanımlamak;
- Geri bildirimle çalışanları desteklemek ve motivasyonlarını artırmak;
- Eğitim-geliştirme ve kariyer planlaması için yönetime gerekli bilgiyi sağlamak.
Kamu Performans Yönetim İlkeleri ( Önemli Soru Gelecek Kesin )
Kamu Performans Yönetimi ilkelerini ekonomiklik, verimlilik ve etkililik olarak sıralamak mümkün olmakla birlikte, kalite, etkenlik (effectiveness), müşteri memnuniyeti veya kamu yararı (public profitability), stratejik yönetim ve yenileşim (innovation) gibi özellikleri de, performans özellikleri olarak sayabiliriz ;
Ekonomiklik (Economic) ilkesi: Performansı sağlayan kavramların başında ekonomiklik gelmektedir. Tutumluluk olarak da kullanılan bu kavram, kamusal kaynakları israf etmemek anlamına gelmektedir.
Verimlilik (Productivity) ilkesi: Eğer en ekonomik kaynak ve malzeme sağlanmışsa bunların girdi olarak üretime katılması sonucu en uygun çıktı mal ve hizmetlerin üretilmesi, verimliliktir. Aslında, söz konusu girdilere göre daha çok çıktı beklentisi verimlilik olmakla birlikte, kamu yönetiminde bu sürece “en doğru üretim” demek gerekir.
Etkililik (Efficiency) ilkesi: Performansın kamu yönetimi ve kamu hizmeti bakımından en çok öne çıkan kavramı ise, etkililiktir. Aslında en uygun kaynak ve malzemeyle hedeflenen en uygun mal ve hizmetin üretilmesi anlamına gelen etkililik kavramı; kamu yönetiminde kısaca hedef kitlenin memnun edilmesidir.
Açıklık ilkesi: Açıklık ilkesi, kamu yönetimi anlayışına has bir Kamu Performans ilkesidir. Bu ilkeye göre, bazı kısıtlar dışında hiçbir kamusal karar ve eylem, yetkililer dışındakilere kapalı kalamaz.
Hukukilik İlkesi: Hukukilik ilkesi adından da anlaşılacağı üzere, Kamu Performans Yönetiminde tüm kamusal karar ve eylemlerin hukuka uygun olması demektir. Ancak, burada önemli olan hukuk adına sadece yasal sınırlar içinde kalmak değil, hakkaniyetli ve adil olmaktır.
Hesap Verebilirlik İlkesi: Kamu performans yönetiminin hesap verebilirlik ölçütü, kamuda performans yönetimi anlayışının önemsenmesi gerektiğini ortaya çıkaran, en ciddi ölçüt olmuştur. Zira, hükümet etme gücünün tek elde toplanarak kişi hak ve özgürlükleri için zaman zaman sınırlayıcı bir etken olabilmesi ile halkın bilinç düzeyindeki artış ve teknolojik iletişim sonucu, kamuyu yönetenleri halkın istek ve beklentilerine göre hareket etmek zorunda bırakılmıştır.
Kamu Performans Yönetimi Çeşitleri
nedenle kamu kurum ve kuruluşlarınca yönetilmesi gereken performans, şu üç noktada odaklanmaktadır:
- Kurumsal performans,
- Takım performansı,
- Bireysel performans.
Kurumsal Performans Yönetimi
Buna göre, rekabetin 6 boyutunu da oluşturan performans ölçütleri ve önem dereceleri, yapılan bir araştırmaya göre tabloda verilmiştir ;
No | Kurumsal Performans Ölçütleri | Önem dereceleri % |
1 | Kalite Ölçütü | 20 |
2 | Maliyet Ölçütü | 20 |
3 | Zaman Ölçütü | 20 |
4 | İşgücü Ölçütü | 15 |
5 | Güvenilirlik Ölçütü | 15 |
6 | Hizmet Ölçütü | 10 ( En Az ) |
Toplam | 100 |
Kamu Performans Yönetim Süreci ( Önemli Soru Gelecek )
Araştırma-Planlama Aşaması
Kamu Performans Yönetiminin başlangıcını oluşturan performans planlaması, aslında planlama genel anlayışına uygun olarak yapılmaktadır. Buna göre, kuruluşun gerçek durumuna göre ancak ileriye yönelik olarak stratejik kararlar alma süreci olan performans planlaması yapılmalıdır. Ancak, burada belki genel planlama anlayışından farklı olarak stratejik planlama farklılığı söz konusu olmaktadır.
Sayılabilir performans hedeflerinin olması, performansın daha belirgin olarak ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Aksi hâlde, belli bir zamandaki çalışmaların kurum amacına yönelik katkısını anlamak zorlaşacaktır.
Uygulama Aşaması
Zira, performans planlamasında, eğer sıra düzene uygun planlama anlayışına göre plan hazırlanmış ise sürecin ikinci aşaması olan performans uygulama aşamasına geçilmesi gerekir.
İzleme Ve Değerlendirme Aşaması
Kamu Performans Yönetim sürecinin üçüncü aşaması, planlanan ve uygulaması yapılan performans ölçütlerinin değerlendirilmesi aşamasıdır. Bu aşama aslında, performans yönetiminin denetimi aşamasıdır. Bu açıdan, performans değerleme aşamasında, söz konusu girdi ve kaynakların performans anlayış ve ilkelerine göre, kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi söz konusudur.
Geliştirme Aşaması
Kamu Performans Yönetiminin son aşaması, performans geliştirme aşamasıdır. Bu aşama, performans yönetimine en bilimsel açıdan bakılabilecek bir aşamadır. Zira, araştırma ve geliştirme, bilimsel tekniklere ve araçlara göre yapılmalıdır.
Kamu Performans Yönetimi Faydaları ve Güçlükleri
Faydaları ;
- Bireysel performansı geliştirir;
- Bireylerin gizil güç performansını ortaya çıkarır;
- Gelecekteki insan kaynağı ihtiyacını planlar;
- Kuruluş amaçlarını gerçekleştirir;
- Kuruluştaki manevi gücü artırır;
- İç ve dış müşteri tatmini sağlar;
- Performans – ücret dengesini sağlar;
- Rekabet üstünlüğü yaratır;
- Gözlem kalitesini artırır.
Kamu Performans Yönetiminin en önemli faydası, bireysel performans değerlendirmesinde ortaya çıkmaktadır. etkili bir performans yönetim sisteminin kamu kurum ve kuruluşlarına sağlayacağı genel faydaları şu şekilde sıralayabiliriz;
- Yönetimin iş ve sonuçları üzerindeki denetimini artırır;
- Yönetimin sorunları erken belirleme ve önlem alma yeteneğini artırır;
- Çalışanların hedefleri ile örgütsel hedefler arasında bağlantılar kurar, katkıda bulunmuş olma motivasyonu yaratır;
- Yönetimin sonuçlarla ilgili beklentilerinin açıklıkla anlaşılmasını sağlayarak iletişimi geliştirir;
- Performans standartlara uygun davranmamayı objektif ve ölçülebilir şekilde tanımlayarak, iyileştirici ya da disiplin sağlayıcı eylemleri destekler;
- Geribildirimin çalışanlara yönetimin sübjektif kriterlerine göre değil, daha objektif verilebilmesini sağlayan bir sistem yaratır;
- Yönetimin ücretlerle ve yükseltmelerle ilgili kararlarını alırken kullanacağı objektif kriterler sağlar;
- Her çalışan için performans kayıtlarının merkezcil bir şekilde ve genellikle insan kaynakları yönetim biriminde tutulmasını sağlar.
Kamu Performans Yönetiminin sorunlarını şu biçimde sıralayabiliriz:
- Kamu Performans Yönetimi, kamu yönetimi kültürüne henüz girmemiş ya da kamu yönetiminde yeterince anlaşılamamıştır;
- Kamu Performans Yönetimine ilişkin ilkeler, ölçütler ve uygulama aşamalarına ilişkin olarak henüz mevzuat düzenlemesi yapılmamıştır;
- Mevzuatın hazır olmaması, Kamu Performans Yönetimine uygun bir örgütsel yapının da kurulamamasına neden olmuştur;
- Kamu Performans Yönetiminde getirilen ölçütlerin adı çeşitli ortamlarda geçmekle birlikte, henüz bu ölçütlerin, özellikle kamuya has yeni ölçütlerin kullanımına ilişkin olarak, geleneksel kamu yönetimi anlayışına sahip kamu personelinin direnç gösterdiği görülebilmektedir;
- Kamu Performans Yönetiminde önemli bir yere sahip olan kurumsal, takım- sal ve bireysel performans değerlendirmeleri açısından da, kamu kurum ve kuruluşlarının alıştıkları geleneksel yapıdan uzaklaşmak istemedikleri bilinmektedir. Çünkü, mevcut değerlendirme sistemi nerdeyse hiç işlemediği ya da işlevselliğini yitirdiği hâlde, uygulanmaya devam edilmektedir. Oysa, bu sistemden ne değerlendiren amirlerin ne de değerlendirilen memurların memnun oldukları düşünülmektedir;
- Son olarak, Kamu Performans Yönetiminin sadece performans değerlendirme anlayışı getireceği yanılgısı söz konusudur. Oysa, Kamu Performans Yönetimi, performans değerlendirmesini farklı da olsa kapsamakla birlikte, getirilen esas yenilik performansın tüm kuruluşa egemen bir yönetim anlayışı olarak uygulanması gerektiğidir.
E-Devlet ve Türkiye’de Uygulamalar
Bilgi Toplumu Ve Kamuda Bilişim
Günümüzde bilişim kavramı içinde ele alabileceğimiz mobil iletişim araçları, Internet ve web teknolojileri, kamu yönetimine;
- Bilgi üretim ve yönetiminde,
- Etkileşimli çevrimiçi hizmetler üretme ve sunmada,
- Küresel düzeyde güvenlik yönetiminde,
- Ekonomi yönetiminde ve
- Demokratik açılımlar sağlamada hem fırsatlar sunmakta hem de yeni tehditler getirmektedir.
Ağ toplumu, bilgi ve iletişim teknolojileriyle tüm aktörlerin birbirleriyle karşılıklı etkileşiminin olduğu bir toplum olarak ortaya çıkmaktadır. Öyle ki bilişim alanının gücüyle insanoğlu giderek ağların içine çekilmektedir.
Bilgi toplumu, bilgi ve iletişim teknolojilerinin günümüzde ulaştığı zaman ve mekân sınırlılıklarını aşmaya hizmet eden yeni fırsat ve kabiliyetleriyle biçimlenen toplum olarak adlandırılmaktadır.
- İlkel toplum
- Doğa, avlanma
- Tarım toplumu MÖ.800-l750’ler
- Toprak, basit iş bölümü
- Sanayi toplumu
- Makineleşme
- Bilgi toplumu-Ağ toplumu
- Dijitalleşme, Ağlar
AB ve Bilgi Toplumu Çalışmaları
Avrupa Birliği Konseyi, üye ve aday ülkeleri bilgi toplumuna dönüştürme hedefi ile 23 Mart 2000’de Lizbon’da yapılan toplantısında e-Avrupa girişimini başlatmıştır. Bu girişimin temel amaçları;
- Okullara, iş dünyasına, yönetim birimlerine ve tüm vatandaşlara İnternet erişimi sağlamak,
- Bilgisayar okur-yazarlığı yüksek bir Avrupa oluşturmak,
- Tüm işlemlerde, güçlü toplumsal katılım ve vatandaşların güvenini sağlamak, olarak ifade edilmiştir.
Türkiye Bilgi Toplumu Stratejisi
Ülkemizde bilgi toplumu strateji plan hazırlık çalışmalarına 2005’te başlanmıştır. 11/07/2006 tarihli ve 2006/38 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararı’yla onaylanan Bilgi Toplumu Stratejisi ve ek’i Eylem Planı 28/07/2006 tarihli ve 26242 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bilgi toplumu stratejisi, vatandaşın dönüşümü, işletmelerin dönüşümü ve devletin dönüşümü olmak üzere üç temel üzerine oturtulmuştur.
Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşüm süreci, yedi temel stratejik öncelik içermektedir:
- Sosyal Dönüşüm: Herkes için bilgi ve iletişim teknolojileri fırsatı
- BİT’in İş Dünyasına Nüfuz etmesi: BİT odaklı rekabet avantajı sağlama
- Vatandaş Odaklı Hizmet: Dönüşümü Kullanıcı ihtiyacına dönük hizmet sunumu
- Kamu Yönetiminde Modernizasyon: Süreç yapılanmasına uygun e-devlet yapısı
- Küresel Rekabetçi Bilgi Teknolojileri Sektörü: Bilgi teknolojileri alanında uluslararası oyuncu
- Rekabetçi, Yaygın ve Ucuz İletişim Altyapı ve Hizmetleri: Vatandaşlara ucuz, nitelikli genişbant erişimi
- Ar-Ge ve Yenilikçiliğin Geliştirilmesi: Küresel pazarın taleplerine uygun yeni ürün ve hizmetler
Bilgi toplumu strateji belgesinde “Kamu Yönetiminde Modernizasyon” için öngörülen temel strateji;
Bu bağlamda;
- Kamu kurumları arasında işbirliği ve birlikte çalışabilirlik yeteneklerinin geliştirilmesi,
- İş süreçlerinde verimliliğin artırılması,
- Bilgiye dayalı politika ve karar oluşturma süreçlerinin geliştirilmesi,
- Kamu bilgi ve iletişim teknolojileri alımlarında, açık standartların kullanımını hedef olarak belirlenmiştir.
Bu hedeflere ulaşmak için,
- Bilgi toplumu kurumsal yapılanması,
- Ortak teknoloji hizmetleri ve altyapı,
- Etkin tedarik yöntemi,
- Veri ve bilgi yönetimi,
- Elektronik iletişim,
- İnsan kaynağı ve yetkinlik gelişimi,
- Güvenlik ve kişisel bilgilerin mahremiyeti konularında eylemler belirlenmiştir.
e-Devlet Ve e-Hizmet Nedir ?
E-devlet; En geniş tanımıyla, kamusal politika geliştirme sürecini güçlendirmek, kamu hizmetlerinde etkinlik sağlamak ve demokratik süreçleri iyileştirmek için kamu idaresinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) kullanılmasını ifade eder.
E-hizmet; Devletin BİT kullanarak ürettiği ve sunduğu hizmetleri ifade eder.
E-devlet ve Temel Sorun Alanları
E-devletin örgütsel-yönetsel ve toplumsal alanda ortaya çıkarabileceği sorunları şöyle özetleyebiliriz:
- Gizlilik- güvenlik ve etik sorunlar
- Ölçeklendirme sorunları
- Mali kaynakların yetersizliği
- Kurumsal özerklikte erezyon
- Demokratik değerlerin yok sayılması
- Temsil
- Adalet
- Hesap verebilirlilik
E-dönüşüm ve E-devletin önündeki engeller ;
- Toplumsal, kurumsal ve bireysel düzende sosyal dönüşüme hazırlıksız olmak
- Teknik sorunlar
- Mali kaynak yetersizliği
- Yönetsel Sorunlar
- Ortak Çalışma ve işbirliğinin olmaması
- Bilgi üretim ve yönetimi sorunları
- Lider desteğinin eksikliği
- Değişime direnç
- Mevzuattan kaynaklı sorunlar
- e-Dönüşüm kültürü oluşturamadan kaynaklanana sorunlar
Aşağıda listelenen e-devletin ortak platform ve arayüzlerini geliştirmeden sorumlu kurumları da e-devletten sorumlu kurumlar arasında sayabiliriz:
- MERNİS-KPS, İçişleri Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü
- TAKBİS, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
- Coğrafi Bilgi Altyapısı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Coğrafi bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü
- MERSİS, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
– Internet Teknolojileri Derneği (INETD ) | – Tüm İnternet Derneği |
– Serbest Telekominikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) | – Türkiye Bilişim Sektörü Derneği |
– Türkiye Bilişim Derneği (TBD ) | – TÜSİAD |
– Telekominikasyon ve Enerji Hizmetleri Derneği (TEDER) | – Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) |
– Tıp Bilişim Derneği | – Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) |
– Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV ) | – Bilgisayar Mühendisleri Odası |
– Linux Kullanıcıları Derneği | – TUBİDER-Bilişim Sektörü Derneği |
– TÜBİSAD | – Bilgi Güvenliği Derneği |
e-Devlet Uygulamaları
Aşağıda, Türkiye’de gerçekleştirilen önemli kamu bilişim projelerinden bazı örnekler sıralanmıştır:
MERNIS | • SGBnet |
UYAP | • E-Bütçe |
VED OP | • E-Reçete |
POLNET | • Medula |
TAKBIS | • E-Gümrük |
E-İçişleri | • E-Karne |
eKAP | • E-Okul |
E-KAPI | • Fatih Projesi |
E-Bildirge | • E-Yazışma |
E-devlet 1.0: Bilgilendirici | E-devlet 2.0: Dönüşümcü |
• Kurumların bilgisayarlaşması• Arz tetiklemesi odaklı• Arka ofisle sınırlı entegre edilen veri tabanları, altyapı ve hizmet paylaşımı• Sınırlı değişim mühendisliği uygulamaları• Kamu dışı aktörlerin sürece sınırlı katılımı | • Hizmet odaklı mimari• Açık, katılımcı, vatandaş odaklı ve yüksek derecede bütünleşik• Yatay bütünleşme• Kapsamlı değişim mühendisliği uygulamaları• Politika oluşturma, karar alma ve hizmet tasarım süreçlerine vatandaşların katılımı • Kamuda yenilik oluşturmada kamu-özel işbirliği |
Siber Saldırı Türleri ;
- Program manüplasyonu,
- Sahtekârlık ve taklit,
- Erişim araçlarının çalınması,
- Kimlik çalma,
- Ticari bilgi çalma,
- İstihbarat amaçlı faaliyetler,
- Takip ve gözetleme,
- “Hack” leme,
- Virüsler, Kurtçuklar (worms), Truva atları (Slammer, MsBlaster, Sobig),
- Ajan yazılım (spyware),
- Spam
- Hizmeti durduran saldırılar.
Bilgi Güvenliği Nasıl Sağlanır ?
Bilgi güvenliği, teknik, yönetsel ve eğitimi ve farkındalık yaratma ile sağlanır.
Yönetsel Önlemler
- Güvenlik Politikaları
- Kurumsal Güvenlik Politikası
- Konuya Özel Güvenlik Politikası
- Sisteme Özel Güvenlik Politikası
- Standartlar ve Prosedürler
- Konfigürasyon Yönetim Prosedürü
- wp-contentleme ve wp-contentleme Ortamlarını Saklama Prosedürü
- Olay Müdahale Prosedürü
- İş Sürekliliği ve Felaket Kurtarma Prosedürü
- Güvenlik Yaşam Döngüsü
- Sistem Güçlendirme -Hazırlık
- Saldırı / Sorun Tespiti
- Tespit edilen olaya özgü önlemlerin alınması / kurtarma
- İyileştirme, tespit edilen olayın tekrarını önleyecek önlemler
- Minimalist Yaklaşım
- Kimseye gerektiğinden fazla erişim hakkı tanımama
- Kimseye gerektiğinden fazla bilgi vermeme
- Gerekmeyen hiçbir yazılımı yüklememe
- Gerekmeyen hiçbir hizmeti sunmama
Kamu Etiği Ünite 6
Etik kod: Doğru davranışa ilişkin belirlenen ilke ve standartlardır. Etik kodlar, kamu görevlisinin uygun karar ve davranış konusuna düşünmesini sağlama, etik dışı davranışları açığa çıkarma, kamu yönetiminde sürdürülebilir etik yönetim felsefesini yaygınlaştırma, etik davranışların özümsenip içselleştirilmesini kolaylaştırma ve kamu yönetimi üzerindeki dış denetimi güçlendirme amacına yöneliktir.
Kamu Etiği Yaklaşımları
Kural temelli etik yaklaşımı: Burada yapılan işgörenler üzerinde dış denetim yoluyla onları kurala uymaya zorlamaktır.
Dürüstlük temelli etik yaklaşımı: Kuralcı sistemin karşıtıdır. Ahlaki yeterlik düzeyi geliştirilebildiği ölçüde etik değerlere bağlılık da artırılabilir. Dürüstlük bireyseldir. Bu yaklaşımda kamu görevlisini etik değerler için zorlamak yerine, onun bu değerleri içselleştirilmesi, yani iç denetim (özdenetim) öne çıkarılır.
Kuralcı ve dürüstlük temelli etik yaklaşımı: Tümüyle kuralcı yaklaşımlar değişim dinamikleriyle örtüşmez. Dürüstlük temelli yaklaşımlar ise sosyo-kültürel özellikler açısından gelişmiş etik bilinç bağlamında aşırı türdeşlik gerektirir. Çoğu ülkede bu iki sistemin karması olan etik yaklaşımlar işe koşulmaktadır. Bunların özelliği, ülkelerin sosyo-kültürel koşullarıyla yapılan düzenlemeler arasında uyum sağlama çabasıdır.
Etik Davranış Türleri
Etiğe bağlı yönetim anlayışı: Örgütsel başarı için konulmuş olan standartlar içinde iş yapmayı, dürüstlük ve adaletli olmak gibi temel değerlerden hiçbir koşul da sapma yapılmaması gerektiğini savunur.
Etik karşıtı yönetim anlayışı: Yaklaşımını, etik standartlara bağlılığın çok ötesin de, bunları amaçlara ulaşmayı zorlaştıran bir çerçevede görür. Etiğe aykırı yönetsel yaklaşım, etik davranış ve standartlara karşı direnen, onları yok sayan anlayıştır. Çevresel etki değerlendirmesi türü raporlar ülke kalkınmasına ayak bağı olmaktan öteye geçmeyen gereksiz formalitelerdir.
Etiğe ilgisiz yönetim anlayışı: Etik alana duyarsızlık vardır. Bu yaklaşım, gerekmedikçe etik değer ve ilkelere önem vermeyen, ‘oluruna bırakan’ yönetimi temsil eder. Yönetici eylem ve işlemlerin etik yanını önemsemez, davranışlarının başkaları üzerindeki etkisi üzerinde fazla düşünmez.
Kamu Örgütlerinde Etik Sorunlar
Bütüncül bir bakışla etik dışı uygulama nedenleri şöyle sıralanabilir;
- Hukuk devletiyle ilgili kurumlaşma sorunları
- Kamuda etik kültürün kökleşmemiş olması
- Bürokrasinin merkeziyetçi ve değişime direnci
- Bürokratik yapı üzerinde siyasal etkiler
- Takdir yetkisinin keyfi kullanımı
- Bürokratik hizmet kalitesinde düşüklük
- Karar süreçlerinde toplumsal katılımın yetersiz kalması
- Yönteme, işleme, kişiye, stratejiye güvensizlik
- Kamuoyunda yetersiz etik algı ve bilinç sorunları
- Bürokratik işleyişte belirsizlikler, gizlilik uygulamaları
- Kamu yönetiminde hesap verebilirlik sorunu
- Yönetsel işlemlerde ‘usul’ yetersizlikleri
- Kamuda istihdam rejiminden kaynaklanan sorunlar
- Kamu yönetiminde saydamlığın yetersiz olması
- Denetim mekanizmalarının etkisiz kalması
- Kimi uzman ve yöneticilere sağlanan bürokratik ayrıcalıklar.
Kayırmacılık: Kendi içinde; akraba kayırmacılığı (nepotizm), eş dost kayırmacılığı (kronizm), siyasal kayırmacılık (patronaj/partizanIık) ve hizmet kayırmacılığı olarak açığa çıkmaktadır.
Nepotizm: Kavram,Latincede ‘yeğen‘ anlamındaki ‘nepos‘ sözcüğünden gelmektedir. Kavram, geçmişte aile üyelerine çıkar sağlayan ‘papa’ ları tanımlamak için kullanılmıştır.
Kültürel kayırma: Aynı psiko- sosyal ortam içinde ortak kültürel değerleri benimseyenleri anlatmak üzere ve daha çok da hemşeri kayırmacılığı için kullanılmaktadır. Etnik ve dinsel kaynaklı kayırmalar da aynı kapsamdadır.
Yönetişim ( ÜNİTE 7 )
Yönetişim; Yönetilen temsilcilerinin karar sürecinde yer almaları sağlanarak yönetime katılma uygulamasını gerçekleştirdiğinden, demokratikleşmenin temel kavramlarından biri olan katılmalı yönetimi uygulamaya sokmaktadır.
Yönetme ve yönetişim kavramları arasında temel farklılıklar şöyledir: Yönetim kavramı hükümet etmek anlamındadır ve hiyerarşik ve bürokratik yapıya dayalı yönetim anlayışını ön plana çıkarır; yönetişim kavramı ise yönetim sürecinde rol oynayan aktörlerle örgütler arasındaki etkileşimi ve formel ya da resmî sıfatı bulunmayan kişilerin, grupların ve kuruluşların katılımını, hiyerarşik bürokratik yapı yanında, hükümet dışı aktörlerin de etkin bir şekilde yönetim faaliyetinde yer almasını ifade etmek üzere kullanılmaktadır.
Yönetimin hiyerarşik ilişkisi karşısında yönetişimin heterarşik ilişkisi vurgulanmaktadır. Bu çerçevede heterarşi; karşılıklı ilişki ve bağımlılık hâlindeki faaliyetlerin eş güdümünü ve kendi kendini organize eden kişiler arası ağları, örgütler arası eş güdümü ve sistemler arası döngüyü içermektedir.
Yönetişimin Temel İlkeleri
Şeffaflık
Şeffaflık ilkesi, yönetişimin aktörlerinin kararları ve uygulamalarına bireylerin kolayca erişebilirliği anlamında kullanılmaktadır.
Hesap Verebirlirlik
Hesap verebilirlik, bir kurumdaki görevlilerin, yetki ve sorumluluklarının kullanılmasına ilişkin olarak ilgili kişilere karşı cevap verebilir olma, bunlara yönelik eleştiri ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket etme ve bir başarısızlık, yetersizlik ya da hilekârlık durumunda sorumluluğu üzerine alma gerekliliğidir.
Katılımcılık
Yönetişim yaklaşımında vatandaş sadece “yönetilen” değil, aynı zamanda bir “paydaş” olarak görülmektedir.
Cevap Verebilirlik
Yönetimin toplumsal değişime hızla yanıt verecek kapasite ve esnekliğe sahip olması, genel kamu yararını tanımlarken sivil toplumun beklentilerini de dikkate alması, yönetimin rolünü eleştirel bir sorguya tabi tutmaya istekli olması bu noktada cevap verebilirliği anlatmaktadır.
Hukukun Üstünlüğü
Yönetişimin temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü, kurumların adil olarak oluşturulan yasal çerçeveler içinde hareket etmeleri ve kişilerin kendi davranışlarına kanunun tatbik edilebileceğini kabul etmeleri anlamına gelmektedir.
Etkinlik
Etkinlik, sonuca ulaşmada gösterilen başarı olarak ifade edilmekte olup; uzun dönem vizyonu koruma, kaynakların etkin kullanımı, bunun için teknik donanım, insanların birtakım kaygılarına karşı duyarlı olma, bu kaygıların ifade edilebildiği ve çözüm arandığı bir ortam yaratma gibi kriterlerle ölçülmektedir.
Eşitlik
Eşitlik ve adalet açısından yönetişim anlayışı, işlemlerde taraf tutmamayı zorunlu kılan açık yasal bir çerçeveyi, etkin, etkili, bağımsız ve tarafsız yargı denetimini gerektirmektedir.
Subsidiarite ilkesi gereği hizmette halka yakınlık nedeniyle kamu hizmetlerini, halka en yakın makamların sunmasının daha verimli ve demokratik olacağı düşünülmüştür.
Kamuda Karar Alma ( Ünite 8 )
Aydınlanma Çağı ile birlikte karar alımı idarecilerin deneyimlerine ya da sezgilerine dayalı olmaktan uzaklaşarak, bilimsel bir nitelik kazanmıştır.
Ampirisizm: Görgülcülük olarak da adlandırılan bu felsefi yaklaşım her türlü bilginin beş duyu ile elde edilen ölçüme ve gözleme dayandığını savunur.
Sosyal mühendislik: Açık Toplum ve Düşmanları adlı eserinde Kari Popper tarafından dile getirilen sosyal mühendislik kavramı toplumsal problemlere nihai büyük bir kamusal yararlar sağlamak adına çözümler üretenleri tanımlar.
Pozitivizm: Olguculuk olarak da adlandırılan ve Auguste Comte’un ilk olarak ortaya attığı bu felsefi akım nesnel araştırmayla kazanılmış bilgi dışındaki bilginin bir değeri olmadığını, tek sağlam bilginin olguları gözlemleyerek elde edilen verilere dayalı bilgi olduğunu ileri sürer. Rasyonel Karar Alma pozitivizm ile bağlantılıdır.
Optimal: Genel anlamda belirli koşullarda en avantajlı durum ya da mümkün olan en iyi sonucu elde etmek anlamında kullanılır. Karar almada ise problemle ilgili tüm verilerin toplanması ve aklın kullanılmasıyla mevcut koşullarda mümkün olan en iyi çözüm anlamına gelir.
İdeal bir rasyonel kapsayıcı karar alma süreci bir idarecinin bir dizi eylemi belli bir sırayla gerçekleştirmesini gerektirir:
- Kamusal nitelikte bir problem belirlenir.
- Problemle ilgili tüm veri toplanır.
- Problemi çözmek için olası bütün seçenekler bulunur.
- Seçenekleri değerlendirmek için kriterler bulunur.
- Problem ile kriterler birbirleriyle karşılaştırılarak kriterleri en fazla karşılayan seçenekler belirlenir.
- Her bir seçeneğin gelecekte ortaya çıkabilecek olumlu ve olumsuz yanları ele alınır.
- Karar verilir.
Etkinlik: En az girdi kullanarak en çok çıktıya ulaşmayı ifade eder. Bir örnek vermek gerekirse mümkün olduğu kadar az iş gücü ve para harcayarak mümkün olduğu kadar uzun bir kara yolu yapmak etkinliktir.
Etkililik: Sonuca ulaşmayı ifade eder. Bir örnek vermek gerekirse kara yolu yapıldıktan sonra üzerinde işlek bir trafik olması, yoldan kaynaklı trafik kazalarının olmaması, yolun zaman içerisinde deformasyona uğramaması yapılan işin etkili olduğunu gösterir.
Ekonomiklik: Kullanılan girdilerin mümkün olduğu kadar ucuza mal edilmesini ifade eder. Bir örnek vermek gerekirse kara yolu yapımında kullanılan iş gücü, mıcır, mazot vb. kaynakların mümkün olan en ucuz maliyetle edinildiğini gösterir.
Rasyonel Karar Alma Süreçleri ;
- Her bir alternatifi seçmenin olası sonuçlarını bilir.
- Her bir alternatifi tercihi doğrultusunda sıralayabilir.
- Her zaman için en optimal seçeneği tercih eder.
- Aynı alternatifler var olduğunda her zaman için aynı kararı verir.
SINIRLI RASYONELİTE VE ARTIRIMCILIK MODELİ
Rasyonel kapsayıcı modele yönelik bu eleştirileri sistemli bir biçimde dile getiren ilk düşünürlerden biri Herbert Simon’dır. Simon gerçek hayatta kamu görevlilerinin çoğunlukla tüm seçenekleri bulmaya çalışmadıklarını, daha çok deneyimlerine dayanarak yeteri kadar seçenek bulmakla tatmin olduklarını ileri sürmüştür.
Düzenleyici etki analizinin aşamaları şunlardır:
- Problemin doğası ve boyutu nedir? Nasıl evrimleşmektedir ve bundan en çok etkilenenler kimlerdir?
- İlgili sosyal paydaşların görüşleri nelerdir?
- İdarenin müdahale etmesine gerek var mıdrr?
- Eğer idarenin müdahalesine gerek varsa bu sorunu gidermek için hangi amaçlar tercih edilmelidir?
- Bu amaçlara erişmek için temel politika seçenekleri nelerdir?
- Bu seçeneklerin olasr ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri nelerdir?
- Problemleri çözmekte etkinlik ve etkililik açrsmdan temel seçenekler hangileridir?
- İlerideki izleme ve değerlendirme nasıl tasarlanmalıdır?
DEA’yı rasyonel karar alma modelinden ayıran ikinci özellik ise karar alma ölçütlerinin fayda ve maliyet ile sınırlandırılmasıdır.